Faşist saldırı ve terör furyası halk saflarında bir direnme eğilimi yaratmıştır. Kendisine saldıran kurt sürüsüne çifte atmak, bir atın nasıl doğal hakkı yaşama gerekçesiyle, halkımızın da saldıran faşizme karşı mücadele etmesi, direnmesi ayakta kalma, yaşama hakkıdır.
İyi bir devrimci önderlik bu direnme eğilimini örgütlemekle ona yön ve şekil vermekle görevlidir. Ama bunu yapabilmek için bir şeyi iyi kavramak gerekir. Faşizm bir şey den korkar HALKTAN
Ama örgütsüz dağınık değil örgütlü birlik halktan korkar faşizm. Başka hiçbir güç hiçbir kuvvet yoktur. Ne bildiri edebiyatı ne aşırı uçlar yaygarası nede bireysel terörizm şarlatanlıkları çözüm değildir. O halde sorun bunu başarmaktır. Bunun yolu ise direnmekten, direniş mücadelesini örgütlemekten yani DİRENİŞ KOMİTELERİNDE örgütlenmekten geçer.
Faşistler nereye saldırıyorsa, orada faşizme karşı kale gibi dikileceğiz ve faşist işgale yer vermeyeceğiz. Bunu şu bizim meşhur bakkal Hasan amca örneğimizle anlatmaya çalışalım. Türkiye'de her gün yaşanan olaylar dizisinden basit belki de en basitlerinden birisi bu. Biraz hikayemsi olacak belki onun için kusura kalınmasın.İyi bir devrimci önderlik bu direnme eğilimini örgütlemekle ona yön ve şekil vermekle görevlidir. Ama bunu yapabilmek için bir şeyi iyi kavramak gerekir. Faşizm bir şey den korkar HALKTAN
Ama örgütsüz dağınık değil örgütlü birlik halktan korkar faşizm. Başka hiçbir güç hiçbir kuvvet yoktur. Ne bildiri edebiyatı ne aşırı uçlar yaygarası nede bireysel terörizm şarlatanlıkları çözüm değildir. O halde sorun bunu başarmaktır. Bunun yolu ise direnmekten, direniş mücadelesini örgütlemekten yani DİRENİŞ KOMİTELERİNDE örgütlenmekten geçer.
Faşistler Bakkal Hasan'ı tehdit ederler ve kendisinden haraç isterler. Eğer istenilen haracı vermezlerse dükkanını uçuracaklar ve öldüreceklerdir Bakkal Hasan'ı.
Şimdi Bakkal Hasan amca ne yapsın? Düşünüp taşınmış, doluya koymuş, almamış, boşa koymuş, dolmamış. En sonunda aklına gelmiş, "Yahu bizim mahallede ilerici devrimci kimseler var, hele bir yol bunlara danışalım" demiş ve danışmış "Kurtçular benden para isterler, ne yapayım" diye. Şimdi ne cevap vereceğiz Hasan Amcaya? Danıştığı gençlerden birisi şöyle cevap vermiş :"Hasan Amca, biliyorsun faşizm emperyalizm çağında, Finans kapitalin en gerici, en şoven, en eli kanlı kesiminin açık terörist diktatörlüğüdür." "Oğlum, geliyorlar sen ne yapacağımı söyle" bizimkinin duyduğu yok plaktan ezbere okumaya devam etmiş. "Hasan Amca, proleter enternasyonalizmin öncü örgütü komünist enternasyonal Vll. Kongresinde Faşizme karşı mücadelenin ancak proletarya partisi önderliğinde anti-faşist cephesel örgütlenmeyle..." "Lan oğlum geliyorlar..."
Hasan Amca bakmış bundan hayır yok; bir başkasına gitmiş. Ondan da şu cevabı almış "Sen bir dakika bekle Hasan Amca, hele bir kitaba bakalım" Açmış Dimitrov'un Faşizme Karşı Birleşik Cephe adlı eserini çevir, çevir; Bakkal Hasan'a faşistler saldırırsa ne yapacak, kitapta yazmıyor. Bu sefer başka bir kitap açmış. Bakkal Hasan bundan da hayır yok. Öyle ya kuru nutuk değil somut öneri yapılmalı. Şunlar söylenebilir Hasan amcaya:
- Parayı öde canını kurtar. Ama bakkalın ödeyeceği para yeni canlar almak için mermi olur.
- Polise git denir. Devletin güvenlik kuvvetleri bu işin üstesinden gelir. Ama ertesi gün faşistler polislerle birlikte gelir haraç isterler.
- "Hasan Amca" denir. Bizim mahalledeki tüm ilericileri toplayalım, konuşalım. Aramızda bir komite oluşturalım. Sokmayalım faşistleri mahalleye. Direnelim. Direniş komitesi kuralım. Hem sadece faşistlere karşı değil, aynı zamanda yıllardır yapılmayan, yolumuz, suyumuz, elektriğimiz için yapalım bunu. Kendi kendimize yönetmesini öğrenelim.
Hangi düşüncede olursak olalım, hangi guruptan olursak olalım soru çok basittir. Faşistler mahalleye saldırıyorlar. Mahalleyi korumaktan yana mıyız değil miyiz? Faşistler bizleri teker teker yok etmeyi amaçlıyorlar, buna karşı canımızı malımızı kurtarmaktan yana mıyız değil miyiz? Yöremizde bu saldırılara karşı komite kuralım mı kurmayalım mı?
Cevap basittir. Ya evet ben bu işte varım diyeceksin ya da yokum. Gerisi boş gevezeliktir.
Direniş komitelerinin niteliği faşist saldırıyı bir sefer savdıktan sonra ise işin asıl önemli kısmı gelir. Bu mücadelenin gerçek niteliğini anlatmak. Ve işte bu noktada Hasan Amca da bilgi dinlemeye hazırdır. Sorun sadece bu kendiliğinden direniş eğilimini örgütlemekle bitmemektedir. Bu pratik örgütlenme sürecinde bu örgütlenmenin niteliği ve hedefleri halka doğru olarak anlatılmalıdır. Ve faşizme karşı mücadelenin anlık bir sorun olmadığını bir iktidar sorunu yani bir devrim sorunu olduğu iyice kavranılmalıdır. O zaman faşizme karşı doğru bir mücadelenin verilebilmesi ve pratik mücadele sürecinde benliğin yaratılabilmesi ancak bu temel ilkelerin kavranılabilmesi mümkündür
1.Faşizme karşı mücadele bir devrim, siyasi iktidar meselesidir. Açık faşizme geçişi engelleme buna bağlıdır.
2.Bu ancak uzun süreli bir savaş sonucu gerçekleşecektir. İçinde bulunduğumuz aşama karşı koyma, savunma güç toplama aşamasıdır. Direniş mücadelesi karakterindedir.
3.Direniş döneminde faşist saldırı politikalarını karşılayacak, somut karşı politikaları geliştirip uygulamaya koymak gerekmektedir. Bunu tüm anti-faşistlerin ortak eylemini örgütleyerek yapmak gerekir.
4.Siyasal ve örgütsel anlamda tüm halk güçlerini donatan ve seferber eden bir politika güdülmeli, halk yığınlarını giderek mücadeleye aktif olarak sokacak araç ve gereçler yaratılmalıdır.
5.İzlenecek eylemlerde, halk güçlerini moralini yükseltici, faşistlerin morallerini bozan ve mevzilerini dağıtan bu çizgi izlenmelidir. Savunma çizgisi pasif bir savunma olarak
anlaşılmamalı, aktif bir savunma temelinde geliştirilmelidir.
6.Bu eylem çizgisini hayata geçirebilecek olan örgütlenmeler yaratılmalıdır. Faşizme alternatif bünyesinde halk demokrasisini besleyip büyütecek olan, faşizme alternatif halkın iktidar organlarını geliştirmek ve bir direniş cephesi yaratmaya çalışmak gerekmektedir.
Bu noktalar göz önüne alınmadan tutarlı ve uzun vadeli bir anti-faşist mücadele başarıya ulaşamaz.
Zafer ergeç, direnen mücadele eden, Türkiye halklarının olacaktır!
Cevap basittir. Ya evet ben bu işte varım diyeceksin ya da yokum. Gerisi boş gevezeliktir.
Direniş komitelerinin niteliği faşist saldırıyı bir sefer savdıktan sonra ise işin asıl önemli kısmı gelir. Bu mücadelenin gerçek niteliğini anlatmak. Ve işte bu noktada Hasan Amca da bilgi dinlemeye hazırdır. Sorun sadece bu kendiliğinden direniş eğilimini örgütlemekle bitmemektedir. Bu pratik örgütlenme sürecinde bu örgütlenmenin niteliği ve hedefleri halka doğru olarak anlatılmalıdır. Ve faşizme karşı mücadelenin anlık bir sorun olmadığını bir iktidar sorunu yani bir devrim sorunu olduğu iyice kavranılmalıdır. O zaman faşizme karşı doğru bir mücadelenin verilebilmesi ve pratik mücadele sürecinde benliğin yaratılabilmesi ancak bu temel ilkelerin kavranılabilmesi mümkündür
1.Faşizme karşı mücadele bir devrim, siyasi iktidar meselesidir. Açık faşizme geçişi engelleme buna bağlıdır.
2.Bu ancak uzun süreli bir savaş sonucu gerçekleşecektir. İçinde bulunduğumuz aşama karşı koyma, savunma güç toplama aşamasıdır. Direniş mücadelesi karakterindedir.
3.Direniş döneminde faşist saldırı politikalarını karşılayacak, somut karşı politikaları geliştirip uygulamaya koymak gerekmektedir. Bunu tüm anti-faşistlerin ortak eylemini örgütleyerek yapmak gerekir.
4.Siyasal ve örgütsel anlamda tüm halk güçlerini donatan ve seferber eden bir politika güdülmeli, halk yığınlarını giderek mücadeleye aktif olarak sokacak araç ve gereçler yaratılmalıdır.
5.İzlenecek eylemlerde, halk güçlerini moralini yükseltici, faşistlerin morallerini bozan ve mevzilerini dağıtan bu çizgi izlenmelidir. Savunma çizgisi pasif bir savunma olarak
anlaşılmamalı, aktif bir savunma temelinde geliştirilmelidir.
6.Bu eylem çizgisini hayata geçirebilecek olan örgütlenmeler yaratılmalıdır. Faşizme alternatif bünyesinde halk demokrasisini besleyip büyütecek olan, faşizme alternatif halkın iktidar organlarını geliştirmek ve bir direniş cephesi yaratmaya çalışmak gerekmektedir.
Bu noktalar göz önüne alınmadan tutarlı ve uzun vadeli bir anti-faşist mücadele başarıya ulaşamaz.
Zafer ergeç, direnen mücadele eden, Türkiye halklarının olacaktır!
Devrimci İşçi sayı.10
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu yazı yıllar önce yazılmış bir yazıdır. Aradan geçen bunca yıla rağmen bu güne ait sorunlara , yapılması gerekenlere ve zaaflarımıza dair tartışma açıcı özellikleriyle dikkat çekicidir. Yeni yayına başlayan sitemizin ilk yayını bu "eski" yazı oldu. Bu bilinçli bir tercihtir çünkü bazılarının yaptığı gibi sıfırdan başladığımıza inanmıyoruz. Elimizde koca bir teorik,pratik bir birikim var. Yeter ki bunu doğru bir yöntemle bu güne iz düşürmeyi becerelim. Dünden bu güne biriktirdiklerimizi unutmayalım.
İlk yazımızla birlikte tüm dostlarımıza merhaba diyoruz.
DEVRİMCİ HALK HAREKETİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder